+18

yıl olmuş 2025, internet hâlâ özgürlük mü yoksa gözetleme aracı mı tartışmaları arasında debelenirken; bir yandan da “türk ifşa” diye bir kavram hortlamış, kendi çapında sosyal medya yeraltısının yeni popüler kültür öğesi haline gelmiş durumda. kimsenin yüksek sesle konuşmadığı ama neredeyse herkesin bildiği, tıpkı “illegal mp3 indirme dönemi” gibi sessiz ama yaygın bir dijital alışkanlık. ama bu kez kulak değil, vicdan kirleniyor.

1. ifşa nedir, ne değildir:

ifşa kelimesi arapçadan dilimize geçmiş; “açığa vurmak”, “ortaya saçmak” gibi anlamlara gelir. eskiden neydi bu? sevgilisi aldatan genci ifşa eden genç kız videoları, belki bir öğretmenin skandal konuşması, ya da kamuda tanınan birinin gizli çapkınlığı…

ama 2020’lerin sonunda olay başka bir yere evrildi. artık ifşa, sadece “şok edici” değil, bilinçli bir teşhir aracı. üstelik teşhir edilen her zaman rızasız değil. “ünlü olma”, “takipçi kasma”, “prim alma” gibi amaçlarla kendi videosunu kendi servis eden bir profil de var. dijital sergicilik, teşhircilik, teşhirlenmeye rıza ve çok katmanlı bir narsisizm söz konusu.


2. türk ifşa = tiktok’un karanlık yüzü mü?

bugün sosyal medyada gördüğün hemen her “slayt video”, “story ifşası”, “ekran kaydı” ya tiktok’tan ya instagram’dan kopup geliyor. “bilmemkim, bilmemne ilçesinden, şu okulda okuyor ve bu videoyu atmış” gibi ifşalar zincirleme yayılıyor. 2. sınıf bir dedektiflik havasında, “görüldü atıp kaçan kız”lar, “yakalandım yazan erkek”ler ifşa story’lerinde boy gösteriyor.

en ilginci, izleyen kitlenin yaş ortalaması 15-22 arası. herkes “ayıp” diyor ama herkes izliyor. bir nevi dijital arabesk bu: utanarak dinlediğimiz, gizlice bağlandığımız bir medya formatı.


3. gönüllü ifşa ve influencerlık arası çizgi:

ilginç bir şekilde, bazıları için bu ifşalar “kendini tanıtma yöntemi.” mesela “link bende” diyerek ifşalanan kişi birkaç gün sonra kendi onlyfans hesabını duyuruyor. yani “skandal” olarak başlayan şey, bir pazarlama stratejisine dönüşüyor. burada etik yok, sınır yok. sadece algoritma var. gündem olan kazanıyor.

eski tabirle: “reklamın iyisi kötüsü olmaz” mantığının dijital izdüşümü.


4. anonim hesaplar ve gölgeler:

türk ifşa furyasını yürüten hesapların neredeyse tamamı anonim. “admin şu an aktif”, “dm’ye bakan admin”, “sadece dm’den paylaşıyoruz” gibi mesajlarla kitleyi yönetiyorlar. bazıları bu işten para kazanıyor, bazıları “intikam ifşaları”yla uğraşıyor.

sistemin neredeyse hiçbir denetimi yok. instagram kapatsa, telegram açılıyor. telegram kapanınca twitter’da listeler dönüyor. bu bir döngü. başıboş, kontrolsüz, kimin elinde olduğu belli olmayan bir bilginin “pornografik kudreti” söz konusu.


5. etik, hukuk, toplumsal çürüme:

çok net söyleyelim: bu iş yasal değil, etik hiç değil. özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması, siber zorbalık gibi ağır suçlar işleniyor. ama toplumda ciddi bir “seyirci hissizliği” oluştuğu için kimse müdahale etmiyor. hatta ifşalanan kişinin “suçlu” olduğuna kendince kanaat getirip, linç eden kalabalıklar var. yargı değil, yorumlar karar veriyor.

bu ortamda yetişen gençlik, mahremiyetin bir “hak” değil, bir “lüks” olduğunu öğreniyor. en büyük sorun bu belki de.


6. sonuç:

türk ifşa furyası, sadece birkaç video, birkaç gizli mesaj ya da birkaç çıplak görüntü değil. bu, toplumsal ahlakın “kopyala – yapıştır – gönder” kültürüyle test edildiği yeni bir ahlak sorunu.